9 Şubat 2012 Perşembe

Bir Akrep Kurbağa Hikayesi...

        Bir yöneticimin benimle paylaştığı güzel bir akrep-kurbağa hikayesidir anlatılan...
     
        Adanın birinde büyük bir yangın çıkmış, bu yangın adanın tamamını yok ederken, geriye bir tek akrep ve kurbağa kalmıştı...Deniz kenarına kadar gelen bu iki hayvan bir taraftan arkalarındaki yangının onları ne zaman içine alacağını korkuyla düşünürken bir taraftan da önlerinde gördükleri diğer bir adaya nasıl gidebileceklerini düşüyorlarmış...
       Sonra birden akrep konuşmaya başlamış:"Neden korkuyoruz ki? Aramızda atlama ve zıplama konusunda uzman olan biri var. O da sensin." demiş kurbağaya ve devam etmiş:"Sen beni sırtına al, hep beraber karşı adaya zıplayalım ve kurtulalım bu yangın illetinden" demiş. Bu fikir üzerine kurbağa da "Yok ya; seni sırtıma alayım da sok beni değil mi? Yemezler." demiş. Akrep de: " Yaa arkadaşım seni neden sokayım ki? Sokarsam zıplayamazsın, zıplayamazsan da ikimizde bu adada yangına kurban gideriz."demiş. Akrebin dedikleri kurbağaya mantıklı gelmiş, aklına yatmıştı...Sonra akrebe: "Tamam o zaman atla sırtıma da bir an önce zıplayalım karşı adaya..."demiş.
       Bir süre akrep ile kurbağa birlikte zıplayarak giderken akrep kurbağayı sokmuş...Acıdan kıvranan kurbağa, akrebin kendisini soktuğunu anlayınca ölmeden önce şok bir vaziyette haykırmış: " Neden soktun beni? Hani sokmayacaktın!". Akrep de bunun üzerine: "Ne yapayım? Tabiatım bu? Dayanamadım!" demiş...
 
      Bu hikayenin özünü anlayan anlamıştır sanırım... Kurumsal hayatta; birileri tabiatlarını asla değiştirmezler. Aman dikkat...


      Cihan ARSLAN